Dünyanın en değerli besinleri arasında yer alan balın, sofralarınıza gelmeden evvel nasıl süreçlerden geçtiğini biliyor musunuz? Bal hasadı ile ilgili detaylar, bu sayfanın devamında sizi bekliyor!
Sofraların en sevilen gıdalarından olan bal, doğadaki hayranlık uyandırıcı işleyişin mucizevi bir ürünü olarak meydana geliyor. Arıların sabrı ve çalışkanlığı ile önce kovan, sonra petek yapımı ve ardından bal yapma aşaması kusursuz bir düzende gerçekleşiyor. Arıların özenli ve hatasız bir şekilde çalışıyor olması ise bu aşamaların başından sonuna hiç değişmeyen noktaların başında geliyor.
Bir arının tüm ömrü boyunca toplamda bir çay kaşığının 12’de 1’i kadar bal üretebildiğini düşünürsek hem arılar hem de ürettikleri ballar, tüm canlılar için çok daha büyük bir değer kazanıyor. Bu sebeple balın kovandan alınarak insanlığa ulaştırılma aşamasında da aynı özeni göstermek gerekiyor. Bal hasadı denilen bu işlemde, muhakkak belli başlı koşulların göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bunların neler olduğunu siz de iyiden iyiye merak etmiş olmalısınız. Öyleyse artık, bal hasadı hakkında daha detaylı bilgi edinme zamanı!
Bal hasadı, arıların ürettiği balların belirli bir zaman diliminde kovandan alınması işlemini oluşturuyor. Kovandan alınan ballı petekler sırları alındıktan sonra bal süzme makinalarından geçiriliyor. Diğer adı “bal sağımı” olan bu işlem, arıların balları sırlamasından sonra yapılıyor. Çünkü sırlanmış bal, balın içindeki su oranının mühürlemeden sonra yaklaşık yüzde 20’nin altında bulunması sebebiyle olgunlaşmış oluyor. Böylece balın bozulması ihtimalinin önüne geçiliyor.
Bal hasadı, arıların bal üretiminde gösterdiği titiz çalışmaya benzer şekilde büyük bir özenle gerçekleştiriliyor. Hasadın öncesinde, hasat esnasında ve sonrasında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Özellikle de bal sağımını yapmadan önce buna yönelik uygun bir plan çizilmesi şart! İşlemin hangi gün ve saat aralığında yapılacağına karar verilmesi, ihtiyaç duyulan alet ve ekipmanların belirlenmesi ve temin edilmesi, son olarak da hangi kovanların hasat edileceğinin netleştirilmesi gerekiyor. Tüm bunlar netleştirildikten sonra sıra, hasat edilecek ballı ve sırlı peteklerin kovanlardan hangi yöntemle alınacağını belirlemeye geliyor. Ballı peteklerin alınması için toplamda dört adet metot bulunuyor. Peki, bunlar nelerdir?
Bu yöntem, genellikle büyük kovanları olmayan arıcılar arasında yaygın olarak tercih ediliyor. Balı bu yöntemle hasat etmek için öncelikle kovanın yanına sehpa yerleştiriliyor. İşleme başlamadan önce körük yakılıyor. Arıları sakinleştirmeye yardımcı olan körük dumanı, birkaç kez örtü tahtasının kenarlarından içeri veriliyor. Ardından kovanların üzerindeki ballık, kuluçkalıktan ayrılarak hazırlanan sehpanın üzerine yerleştiriliyor.
Hiç beklemeden hem ballığın hem de kuluçkalığın üzeri örtülüyor. Bundan sonra ise sıra silkeleme işlemine geliyor. Bunun için arıcı, bal çerçevesini iki ucundan tutarak hızlı hareketlerle aşağı doğru silkeliyor. Böylece arılar çerçeveden uzaklaştırılmış oluyor. Bal çerçevesi ise özel olarak hazırlanmış kutuların içine özenle yerleştiriliyor ve ıslak bir bezle üstü kapatılıyor. Böylece hasat için ballı petek alımı, hızlı ve temiz bir şekilde gerçekleştirilmiş oluyor.
Bu yöntemde kovanı sıcak ve soğuktan korumak için kullanılan örtü tahtasının üzerine arı kaçıran aleti monte ediliyor. Ardından bu alet, kuluçkalık ve ballık arasına yerleştiriliyor. Arıların kuluçkalıktan yukarı çıkmasını engelleyen bu alet, bal hasadını kolay bir şekilde gerçekleştirmek için en işe yarar yöntemlerden biri olarak görülüyor. Çünkü bu alet sayesinde arılar, iki-üç gün gibi kısa bir sürede ballığı tamamen boşaltıyor. Böylece arıların uzaklaştığı çerçeveler kolaylıkla alınabiliyor.
Bu yöntem, kovan içine basınçlı bir havanın üflenmesi ile arıların çerçeveden uzaklaştırılması ile gerçekleşiyor. Hava üfleme yönteminde de silkme yönteminde olduğu gibi sehpaya ihtiyaç duyuluyor. Sehpa ile kovan uçuş deliği arasına büyük bir bez yerleştirildikten sonra, ballık sehpanın üzerine alınıyor. Çerçevelere basınçlı havanın püskürtülmesi ile arılar, örtünün üzerine düşüyor. Ardından da duman yardımıyla kovana girmeleri sağlanıyor. Bu sayede ballı petekler, ballık ile beraber kovandan kolaylıkla ve kısa sürede alınabiliyor.
Bu yöntem, arıları ballıktan uzaklaştıracak kötü kokulu bir maddenin kovan kapağının altına sürülmesi ile gerçekleşiyor. Hem insanların hem de arıların sağlığı için risk oluşturan bu madde, arıların kuluçkalığa inmesini ve ballığın boşaltılmasını mümkün kılıyor. Ardından ballık alınarak bal sağımı gerçekleştiriliyor. Bu yöntem, genellikle yurt dışında ve büyük ticari arıcılık faaliyetlerinde kullanılıyor.
Bal hasadı zamanı bölgeden bölgeye değişkenlik gösterebiliyor. Kimi bölgelerde ağustos ayının ortasından sonlarına doğru, kimi bölgelerde mayıs-haziran aylarında, kimi bölgelerde ise eylül-ekim aylarda yapılan bu işlem; belirgin olarak balların arılar tarafından sırlanmasından sonraya denk geliyor. Çünkü balların sırlanmasından önce yapılan hasat işlemi, su oranının yeterince düşürülmemiş olmasından dolayı balın bozulmasına neden olabiliyor. Bu nedenle balı süzülecek olan peteklerin en az üçte ikisinin ya da yarısının sırlanmış olması gerekiyor.
Saat dilimi olarak ise bal sağımının, genellikle sabah erken saatlerde veya akşamüstü/akşam karanlık vakitlerde yapılması öneriliyor. Çünkü bu zaman dilimlerinde arıların kendilerine ait olmayan bal kaynaklarına veya kovanlara saldırması sonucu meydana gelen yağmacılığın önüne geçilebiliyor.
Bal, yılda iki veya üç kez hasat edilebiliyor. Fakat hasadın toplamda kaç gün süreceği kovanların sayısına, arıcının tek çalışıp çalışmadığına ve hava koşullarına bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Bal hasadı, kovan sayısına göre iki gün sürebileceği gibi iki hafta veya daha uzun da sürebiliyor. Uygun olmayan hava koşulları ve ekipman eksikliği ise hasat süresinin fazlasıyla uzamasına neden olabiliyor. Bal hasadı genellikle birden fazla kişinin yer aldığı, yardımlaşma esasına dayanan bir ekip çalışması olarak gerçekleştiriliyor.
Bal hasadının özen gerektiren bir işlem olduğundan bahsetmiştik. Buna bağlı olarak, bal sağımından sonra da yerine getirilmesi gereken noktalar bulunduğunu söylemek mümkün. Peki, bunlar nelerdir?
Ballı peteklerin kovanlardan alınmasından sonra sıra balların süzülmesine geliyor. Öncelikle, süzülecek çerçevelerde bulunan sırlar sır bıçağı yardımıyla kaldırılıyor. Ardından petekler, elle veya santrifüj (bal süzme) makinesi ile süzülüyor. Bu aşamada süzme işleminin akışkan ve kolay bir şekilde gerçekleşebilmesi için oda sıcaklığının ideal olarak 25-30 derece arasında olması uygun bulunuyor.
Balı süzülen petekler, kimi durumlarda tekrar kullanılabiliyor. Hasattan sonraki aşamada peteklerin tekrar kullanıma uygun olup olmadığı değerlendirmeye alınıyor. Kullanılamayacak durumda olan petekler eritilerek bal mumu haline getirilebiliyor. Sağlam ve çok fazla kararmamış olanlar ise gelecek ilkbaharda tekrar kullanılmak üzere korumaya alınıyor. Peteklerin, petek güvesi tahribatından koruması için soğuk hava deposu gibi soğuk ortamlarda saklanması gerekiyor.
Bal, süzüldükten sonra çok katlı eleklerden geçiriliyor. Böylece arıların petek örmede kullandığı bal mumlarının parçalarından ve diğer yabancı maddelerden temizleniyor. Bu detaylı işleme karşın balda kimi zaman bazı istenmeyen parçalar kalmaya devam edebiliyor. Dolayısıyla balın rengi de olması gerekenden farklı bir tonda olabiliyor. Bu durumu ortadan kaldırabilmek için süzülen ballar, dinlendirme tanklarında dinlendiriliyor. Dinlendirme işlemi sonunda balın içindeki hava kabarcıkları ve bal mumu parçaları balın üstüne çıkıyor. Böylece balı tamamen temizlemek mümkün olabiliyor. Bal dinlendikten ve ideal rengine doğal bir süreç ile kavuştuktan sonra ise ambalajlama aşamasına geçiliyor.
Balı saklama aşamasında en önemli detaylardan birini ortam sıcaklığı oluşturuyor. Balın kristalleşmesinin ve ekşimesinin önüne geçebilmek için ideal sıcaklığa sahip depolama alanlarında tutulması gerekiyor. Buna karşın bal, pek çok değerli bileşenin bir araya gelmesiyle oluşan eşsiz gıdalardan biri olarak tüketicilere ulaşana kadar da bazı değişimlere uğrayabiliyor.
Bunların arasında renk değişimleri, kristalleşme ve şeker oranında artış/azalış gibi durumlar bulunabiliyor. Bu sebeple bala zarar verecek saklama yöntemlerinden kaçınmak ve özellikle balı ısıdan uzak tutmak –balın içerisindeki hidroksimetil furfural (HMF) değerini yükseltmemek adına– büyük önem taşıyor. Özetle; ambalajlanmış balların doğrudan güneş ışığı almayan, havadar ve temiz ortamlarda saklanması öneriliyor. Diğer yandan balın zaman içinde kristalleşmesinin doğal bir olay olduğunu ve bu durumun balın kalitesini hiçbir şekilde etkilemediğini de bilmek gerekiyor.
Balparmak, Anadolu’nun farklı bölgelerinden temin ettiği bal örneklerini analiz laboratuvarlarında en az 100 parametre ile doğallık ve kalite testlerinden geçiriyor. Hakiki, temiz ve güvenilir bal tüketimi için siz de Balparmak bal çeşitlerini tercih edebilirsiniz!